Böbrek Taşı Görülen Çocukların Yaş Aralıkları Nelerdir Ve Riskli Gruplar Kimlerdir?

Çocuklarda taş hastalığı, bebekler de dâhil her yaş grubunda görülebilmektedir. Bir yaşın altında olup, taş tanısı konan ve tedavi olması gereken bebekler bile olabilmektedir. Son yıllarda çocuklardaki taş hastalığının arttığı bilinmektedir

Çocuklarda Böbrek Taşı Oluşumunun Artışının Nedenleri Nelerdir?

Çocuklarda böbrek taşlarının oluşmasında farklı nedenler söz konusu olabilmektedir. Bunların başında;

  • Yenilen ve içilen gıdalar,
  • Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu,
  • İdrar yollarının birtakım anatomik yapı bozuklukları,
  • Ailede taş hastalığının varlığı yani genetik yatkınlığın olması,
  • Birtakım metabolik bozuklukların olması gelmektedir.

Son yıllarda daha fazla görülmesinin nedenlerinden diğerleri ise hataların hastaneye daha kolay ulaşabilmesi, görüntüleme yöntemlerinin gelişip ilerlemesi ve daha detaylı görüntülerin elde edilebiliyor olmasıdır.

 

Böbrek Taşı Oluşumunu Önlemek İçin Neler Yapmak Gerekir?

Böbrek taşı oluşumunu tamamen önlemek mümkün değildir. Ancak, değiştirilebilir risk faktörleri var ise bunları tespit edip, bunlara yönelik tedaviler planlamak, en azından yeni taş oluşum ihtimalini olabildiğince azaltmaktadır. Örneğin; metabolik bir bozukluk söz konusu ise buna yönelik bir tedaviye başlamak gerekebilmektedir.

İdrar yollarında taş oluşumunu kolaylaştıracak bir takım yapısal bozukluklar yani, idrarın akışını zorlaştıran darlıklar, genişlemeler, idrarın göllendiği taş oluşumu arttıran bir takım bölgeler var ise bunların cerrahi olarak düzeltilmesi, taş oluşumu ihtimalini olabildiğince azaltmaktadır.

Bunun dışında, özellikle kız çocuklarında daha sık görülen, tekrarlayan ve iyi tedavi edilmemiş idrar yolu enfeksiyonu tedavilerinin etkin şekilde planlanması, taş oluşumlarını büyük oranda azaltmaktadır.

 

Çocuklarda Görülen Böbrek Taşının Belirtileri Nelerdir?

Çocuklardaki taş problemi, karın ağrısı ile kendini belli eder. Beraberinde bazen bulantı, kusma da olabilir. Karın ağrısı, iştahsızlık, çocuğun sararması, solması taş yönünden şüphelendirici olmalıdır.

Buna yönelik incelemeler yapıldığında taş varlığı gibi problemler ortaya çıkarılabilir. Her beş çocuktan birinde, belirti olmaksızın da taş problemi yaşanabilmektedir.

Çocuklarda Görülen Böbrek Taşlarının Erken Teşhisi Neden Çok Önemlidir?

Böbrek taşlarında erken teşhis, gerek çocuklarda gerekse erişkinlerde önemlidir. Çünkü, bu taşlar bir tıkama yapıyorsa beraberinde enfeksiyona da olabilir. Sonuçta, devamlı enfeksiyon ve tıkanıklığa maruz kalan böbreklerin kaybedilme riski meydana gelebilir. Bu nedenle, tıkanıklık yaratan ya da geçmeyen enfeksiyona yol açan taşlara müdahale ederek cerrahi yolla çıkartılması gerekir.

 

Çocuklarda Böbrek Taşı Hastalığına Yönelik Tanısal İncelemenin Önemi Nedir?

Çocuklarda, böbrek taşı varlığında, mutlaka önce bunun farkına varmak gerekir. Çocuklardaki belirtiler, erişkinlere göre biraz daha farklı olduğundan taşlar zor fark edilebilir. Çocukta karın ağrısı, sararma, solma, iştahsızlık gibi belirtiler ile idrar tahlilinde enfeksiyon, kan bulunması gibi bulgular var ise ve yapılan ultrasonda taşlar görülüyorsa, mutlaka daha ileri tetkikler yapılmalıdır. Bu durumda taşın yerini, büyüklüğünü, sayısını ve idrar yollarında yarattığı problemin büyüklüğünü anlamak için, kontrast vermeden çekilen bir tomografi en uygun görüntüleme yöntemi olacaktır.

Bazen düşmekte olan taş tıkanıklık yapmadığı için ultrason sonucu tamamen doğal görülebilir. Ama yeterli şüphe varsa, problemin nedeninin taş olup olmadığı net ortaya konmak istenirse, bunun günümüzde en net yöntemi, damardan her hangi bir ilaç vermeye gerek olmadan, sadece idrar yollarını yukarıdan aşağıya doğru sık kesitlerle tarayarak çekilen bir bilgisayarlı tomografidir.

 

Çocuklarda Böbrek Taşı Tedavi Süreci Nasıl Olur?

Çocuklarda idrar yollarını tıkayan taş tanısı konduğunda bu tıkanıklık mutlaka giderilmelidir. Ancak taşın boyutu küçükse, ilk etapta düşmesi beklenebilir. Düşme sürecinde, belli kriterler gözetilerek hasta takip edilir. Örneğin, hastanın çok şiddetli ağrıları oluyorsa, geçmeyen enfeksiyon, kanama varsa, böbrek bir süre sonra şişmeye başlarsa, bu durumda biraz daha hızlı davranmak gerekebilir. Ama bu problemleri asgaride yaşıyorsa, bir süre daha kendiliğinden düşmesi için şans verilebilir.

Taş kendiliğinden düşerse, müdahale gerekliliği ortadan kalkar, tekrarlamaması için neler yapılabileceğine bakılır. Taşın düşmediği ve müdahale kararı verildiği durumda, ilk akla gelen yöntemlerden bir tanesi vücut dışından ses dalgası gönderilerek, taşın vücut içerisinde kırıldığı yöntemdir. Çocuğun, kırılan taş parçalarını kendisinin dökmesi beklenir. Ancak, bu tür tedaviler, erişkinlerde narkoz vermeden yapılabilirken, çocuk hastalarda mutlaka narkoz altında yapılması gerekir. Çünkü, tedavi sürecinde çocuğun hareketsiz durması önemlidir. Bu tedavi sonrasında çocuğun yakın takibi çok önemlidir. Çünkü seans sırasında taşlar sadece kırılarak bırakıldığından seans sonrası dökülme süreci takip edilir.

Bunun dışında endoskopik olarak uygulanan iki temel yöntem daha vardır:

  • Üreteroskopik Yöntem: idrarın çıktığı delikten, idrar yollarına girilip, taşa kadar ulaşılıp, lazerle küçük parçalara ayrılması ve aynı seansta çıkartılmasıdır. Bu tür bir ameliyat sonrası aynı gün ya da ertesi gün hasta taburcu olabilir.
  • Perkütan Böbrek Cerrahisi: Biraz daha iri taşlarda uygulanan kapalı yöntemdir. Yan taraftan, böbreğin üzerine denk gelen yerden yaklaşık 1cm’lik çok küçük bir kesi yapılır. Buradan kalem gibi bir boru böbreğin içerisine yerleştirilip, bu borudan endoskoplarla girilerek, taşlar kırılıp çıkartılır. Bu ameliyat sonrası genellikle hastaların iki gün kadar hastanede yatması gerekebilir. Taburcu olduğunda da pansumana gerek kalmadan, normal hayatını sürdürebilir.

 

Çocuklarda Böbrek Taşı Tedavisinde Üreteroskopik Yöntem Nedir Ve Nasıl Yapılır?

Çocuklarda kapalı olarak uygulanan, iki tane önemli ameliyat yöntemi vardır. Bunlardan bir tanesi, üreteroskopik yöntemdir. Bu yöntem, böbrekten mesaneye inen kanala (üreter) girerek yapılan işlemdir. Bunlar tamamen kapalı işlemlerdir. Herhangi bir yeri kesme, dikme işlemleri olmaz. İdrarın çıktığı delikten, kameralı, çapları yaklaşık 2.5mm. çapındaki cihazlarla girilerek önce mesaneye, oradan kanal içinden geçerek böbreğin içerisine kadar ulaşmak mümkündür. Ulaşılan bölgedeki taşı direkt görerek lazerle küçük parçalara ayırıp vücut dışarısına almak aynı seansta mümkündür. Bu tür ameliyatlar sonrası genellikle içeride bir stent bırakmak gerekebilir. Çok küçük, yumuşak, ince bir borucuk olan bu stent, bir ucu böbrek içerisinde, bir ucu ise mesane içerisinde olmak üzere , tamamen vücut içerisinde kalır. Genellikle bir hafta, on gün gibi bir süre içerisinde, idrar yollarının durumuna göre tekrar çıkarılır. Bazı durumlarda idrar yolları müsaitse, stent bırakmaya gerek olmadan da ameliyat sonlandırılabilir. Eğer idrar yolu bu tür bir ameliyatın yapılabilmesine imkan sağlamayacak kadar ince ise sadece stent yerleştirilerek işlemin o seansta sonlandırılması ve taşa yönelik asıl operasyonun birkaç hafta sonra yapılması daha emniyetli bir yaklaşım olabilir. Bütün bunlar ameliyat sırasında belli olan durumlardır. Genellikle, bu tür üreteroskopik ameliyat olan hasta, sabah ameliyata alınıp akşam üstü ya da duruma göre ertesi gün taburcu edilebilir. Katater takıldıysa, bir süre sonra bunun mutlaka çıkartılması gerekir.

 

Çocuklarda Böbrek Taşı Tedavisinde Perkütan Cerrahi Nedir Ve Nasıl Yapılır?

Çocuklarda, böbrek taşları tedavisinde uygulanan cerrahi yöntemlerden bir tanesi de perkütan cerrahidir. Perkütan cerrahinin, üreteroskopik tedaviden farkı, genellikle daha iri (1.5-2cm. ve üzeri) taşlarda uygulanan, böbreğin üzerine denk gelen yan taraftan, yaklaşık 1cm. lik bir kesiden kalem gibi bir borunun böbrek içine özel bir yöntemle yerleştirilmesi ile uygulanan bir yöntem olmasıdır. Bu boru içerisinden kameralı aletlerle böbreğin içine girilerek ulaşılan taşlar genellikle pnömatik yöntem denilen lazerden daha farklı bir taş kırma tekniği ile kırılarak vücut dışına alınırlar.

Borunun olduğu yerde, ameliyat sonrasında, o bölgeden gelen idrarın dışarıya alınması ve takibi için ince bir katater bırakılabilir. Genellikle ertesi gün bu kataterden ilaçlı madde verilerek çekilen röntgenle, böbreğin durumu, yolun açık olup olmadığı kontrol edilebilir. Sonrasında da bu katater çekilip vücut dışarısına alınır. Ameliyat yerinden gelebilecek az bir miktar idrar akıntısının kesilmesi ile yara yeri küçük bir bantla kapatılarak hasta taburcu edilir. Sonuç olarak; perkütan cerrahide hastanın iki gece hastanede kalması, sonrasında da neredeyse normal hayatına devam edebileceği durumda taburcu olabilmesi mümkün olmaktadır. Bir hafta on gün içerisinde de tamamen normal hayata dönmektedirler.